Zihin, Ruh, Beden Uyumu ve Koşmak

Sabaha karşı 4.30…

Saatin çalan alarmı ile sıcacık bir yataktan, tatlı bir uyku halinden çıkarak günün koşusuna başlama hali:))…

Grev değil… işimiz değil…

Zorunluluk asla…

İstediğimiz ve RUHEN – ZİHNEN bu tutkunun bir parçası olduğumuz için…

Sadece o müthiş duyguya her seferinde dokunmak…

Yani ‘runnershigh’ dediğimiz müthiş doyuma…

Üstelik yağmur, sıcak -soğuk, kar demeden ve tamamen kendi isteğinizle yollara çıkmak , koşmak….

Sonundaki tek ödülünüz vücut sağlığı ve kondüsyon olarak görünse de aslında bizi bu tutkuya bağımlı kılan ZİHİN, RUH ve BEDEN’ imizin AN’ da buluşarak ulaştığı zirve…

Koşmak tek kişilik bir yolculuk çoğunlukla….kendinize yolculuk……

Kendim yaşadığım ve çevremdeki koşanlarda da tanık olduğum ;

Kilometreler boyunca koşarken aslında zihinlerimizde ‘ben yapabilirim’ imgelemini yaratarak o güne kadar hiç farkında olmadığımız gücümüzü keşfetmek, sınırlarımızı aşmak….

Kısacası ruh yolculuğumuzda farkındalık yaratmak….

Belli bir süre içersinde AN’ da kalarak günlük hayatlarımızın rutin çarkından, stresinden korunmak…nerdeyse bir ruhsal detox durumu

Konsantrasyon ve motivasyon dürtüleriyle ZİHİN – BEDEN uyumunu en üst seviyede tutmaya çalışırsınız…. az mesafelerden başlayıp maraton mesafelerine (21K- 42K) ve hatta ultramaraton boyutuna (50-80-100K) taşınabilen bir uyumdur bahsettiğim….. zihni bu boyuta getirebilmek müthiş bir mental başarıdır ve bedene gereken gücü ve ivmeyi veren de budur…

Kilometreler boyunca her bireyin vücuduna göre bir noktada beden kalp, kaslar, eklemler aracılığıyla beyne ‘yeter, dur ‘mesajları verir…bu vücudun doğal savunmasıdır…..

Sonra zihniniz sizinle konuşmaya başlar….. bir taraftan ne işin var burda , bu saatte uyumak, kahve keyfi yapmak vs vs derken…zihninizin bir tarafı yapabilirsin, hedefine ulaşınca harika hissedeceksin, hadi diyerek kanınıza girer:)))

Özellikle 42km maraton mesafesi koşan koşucularda 30.km lerden itibaren bu zihinsel kaos kaçınılmaz olabiliyor…

Duvar denilen bu noktada mental olarak dayanıklılık yani ZİHİN ve BEDEN uyumu antreman kalitesi ve performansta çok önemli, olumlu bir etken oluşturur…

Buna rağmen 30-40 ve üzeri mesafeleri bitirebilen -bırakın elit atletleri- sıradan insanları nasıl açıklarız o zaman?

Kesinlikle burda karşımıza çıkan güç o müthiş zihin-ruh-beden bütünleşmesi…

Buna başka bir boyuta geçme diyorum ben….abartısız:))

Maraton koşmak için belli bir fiziksel yeterlilik seviyesinde olmak kuşkusuz önemlidir. Ama bu tek başına çoğu zaman yeterli olmayacaktır çünkü maratonlarda belirleyici faktör çoğu zaman fiziksel güçten çok zihinsel hazırlıktır

Hatta bunun spor biliminde destekleyici çalışmaları mevcut…

Hayalinde canlandırma (“creative visualization” )

Hayalinde canlandırma ( “creative visualization” ) yöntemiyle teste tabi tutulan atletlere şu şekilde bir antrenman programı verirler:

Grup 1 = 100% fiziksel antrenman;

Grup 2 – 75% fiziksel antrenman ve 25% zihinsel antrenman;

Grup 3 – 50% fiziksel antrenman ve 50% zihinsel antrenman;

Grup 4 – 25% fiziksel antrenman ve 75% zihinsel antrenman.

Deneyin sonucunda 4. Grup en büyük ilerlemeyi sağlar. Bunun sonucunda antrenörler zihinsel antrenmanın aşağıdakileri sağladığı sonucuna ulaşırlar:

Sporcunun kişisel motivasyonunun artması.

Kendilerini yarışı kazanırken hayal eden atletlerin kendine güvenlerinin artması.

Antrenmanlar esnasındaki dikkat dağıtıcı faktörleri ortadan kaldırarak odaklanmayı güçlendirmesi.(AN’ DA KALMAK!!!)

Bir sporcu, yarış veya mücadele esnasında karşılaşabileceği çeşitli durumları ve zorlukları hayal eder ve bunlara karşı ne gibi pozitif reaksiyonlar gösterebileceği üzerine hazırlık yapar. Burada en kritik nokta sporcunun sadece ve sadece pozitif noktalara odaklanması ve her türlü negatif düşünceden tamamen kendini arındırmasıdır.

Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam